DEHA BİYODİZEL Genel Müdürü Nihal Karakuş atık yağlardaki kanserojen tehlikesine dikkat çekti. Karakuş şunları söyledi: “81 ilde atık yağları topluyoruz. Kartepe ve İzmit’te iki tesisimiz kuruldu. Bitkisel atık yağlardan biyodizel üretme kapasitesi 75 bin tondur. Bizden önce biyodizel üretimi maalesef yoktu. Dünyada 20 yıldır bu iş yapılırken, Türkiye’de atık yağlar biyodizel dışında her şeye dönüşmüş ve insanlar zehirlenmiş. Atık yağlar pişirmeden sonra ortaya çıkıyor. İkiden sonra kullanılınca bitkisel yağların kanserojen etkisi var. Türkiye’nin her yerinde atık yağlar çıkıyor. Atık yağların çevreye büyük zararları var. Bitkisel atık yağlar lavabolardan dökülüyor. Kalp damarlarını tıkar gibi, lavabolardan giderken diğer atıkları da üzerine yapıştırıyor. Belediyeler için ciddi bir işletme maliyeti oluyor. Bir litre atık yağ 1 milyon litre suyu etkiliyor. Suyun oksijen transferini etkilediğinden atık yağ, deniz yaşamını öldürüyor. 52 olan balık çeşidinin 26’sı tükendi. Türkiye’de tesisler kurulmadığından biodizel üretimi yapılamamış. Kullanılmış atık yağlar direk olarak süzgeçten geçerek kamyonlarda yakılıyor. Otobüsler yandı. Tekrar soframıza gelen de var. Rengini açıp, üç beş TL’ye yemek veren firmalarda ve beş yıldızlı otellerde bu yağlar kullanılıyor. Aynı zamanda tavuk yemi de yapılıyor bu yağlardan. Tesisten sonra biyodizel üretmeye başladık. Yönetmeliğimiz oldukça güzel.
İtalya’da ‘Siz, kaçak toplayıcılarla nasıl mücadele ediyorsunuz?’ deyince, sorumu anlamadılar... Çünkü orada kaçak toplayıcı yok. Bizde ise atık yağ, biyodizel dışında her şey oluyor. Oysa yeni yönetmeliğe göre atık yağlar sadece biyodizelde kullanılır yasası geldi.”
ATIĞI GÖZARDI ETMEYİN
Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Yrd. Doç. Turhan Şalva ise tıbbi atıklarla ilgili önemli açıklamalarda bulundu...
“Halk sağlığı uzmanıyım. Halk sağlığı çok fazla disiplinin bir araya gelmesiyle oluşuyor. Birisi iş sağlığı ve çevre sağlığı disiplini benim ilgimi çekiyor. Halk sağlığına başladığımda Maltepe Belediyesi’nde çalışıyordum. Tıbbi atıkların 20’den az yataklı merkezlerden toplanması yoktu. Ülkemizde bu eksikliği gördük. Bakanlığa başvurunun çok zor olacağını düşünerek, İstanbul Valiliği’ne başvurup ilçe belediyelerinin tıbbi atıklarını toplaması zorunluluğunu getirdik. Maltepe Belediyesi’nden başlayıp ülkemizin her yerinde uygulanan bir yöntem haline geldi. Atığı göz ardı ederek az toplamak bir yöntem değil. Atığı doğru miktarda toplamalıyız ve bunu uygun miktarda işleyerek bertaraf edilecek kısmını aza indirmeliyiz. İki kilogram olması gereken yatak başına atık miktarını bir kilo topluyorsanız sağlık sektöründe bilgi eksikliği var demektir. Demek ki bu atıklar normal atık sınıfına sokuluyor. Toplanan tıbbi atık miktarı 238 ton civarında.”