Avrupa Birliği ülkeleri, yeşil kalkınma, yeşil dönüşümün ekonomik süreçlere etkisini, sürdürülebilirlik, yeşil mutabakat, Green Deal, İklim değişikliği gibi önemli konuları konuşurken biz de Prof. Dr. Cengiz Türe ile Eskişehir Teknik Üniversitesi kampüsünde bir araya gelerek; ekoloji ve ekonomi kavramlarını bu çerçevede değerlendirdik.
Japon Bahçesi, atıktan sanat eserleri, yeşilliği ve gür ağaçlarıyla doğanın içinde yer alan kampüste yaptığımız röportajda Cengiz Türe, önemli mesajlar verdi. 16-17 Ekim 2024 tarihlerinde Ankara’da gerçekleştirilecek 14. TÜRKTAY’ın ana teması özelinde gerçekleştirdiğimiz röportajda 14. TÜRKTAY Platformu Yürütme Kurulu Üyesi Cengiz Türe TÜRKTAY’ın fonksiyonunu, ortaya çıkarttığı katma değer ve çıktıları ele aldı. Ekoloji ve ekonomi kavramlarını bağdaştıran ve ekolojinin olmadığı yerde ekonomiden bahsedilmeyeceğini vurgulayan Cengiz Türe ile gerçekleştirdiğimiz röportajı keyifle okumanızı dileriz..
TÜRKTAY'ın Yürütme Kurulu Üyesi olması nedeniyle, platformun işleyişini yakından takip etme imkânı bulduğunu ifade eden Prof. Dr. Cengiz Türe, şunları söyledi: "Her yıl düzenli olarak düzenlenerek TÜRKTAY, tüm paydaşların büyük bir katılımla bir araya geldiği, deneyimleri, fırsatları, tehditleri ele alınarak birlikte öğrenme süreçlerini işleten ve paydaşları için 'Z' raporu şeklinde evrensel kabul gören verilerin üretildiği ve paylaşıldığı bir platform olarak Türkiye'de önemli bir boşluğu doldurdu. Yönetmeye çalıştığı süreç atık yönetimi ve sektörü olmakla birlikte, sürdürülebilirlik kavramının dünyada ön plana çıkması ve bu sürecin yönetiminde ekolojik ekonomi mantığına dayalı döngüselliğin çözüm olarak görülmesiyle TÜRKTAY 'ın üstlendiği misyon daha da önemli hale geldi."
Türe, TÜRKTAY'ın sosyal, ekonomik ve çevresel değerleri içeren, bunların senkronize bir şekilde yönetilmesini hedefleyen, farklı paydaşlardan oluşan bir ekosistem ve network oluşturduğunu vurguladı.
Prof. Dr. Türe: "Şu anda hem özel sektör hem de kamu ve STK'lar olmak üzere farklı paydaşlar TÜRKTAY şemsiyesi altında toplanabiliyor. Çok geniş bir kitleye hitap eden TÜRKTAY, organizasyon kapasitesi, materyal sağlama ve kamuoyu oluşturulma niteliğiyle bakımından büyük bir boşluğu dolduruyor. Bu özelliğiyle TÜRKTAY atık yönetimi ve sektörü alanında Türkiye'deki en büyük platform olma özelliğini taşıyor. Böylece farklı STK'lar ve kurumlar da TÜRKTAY platformu altında diyalog halindeler. Bu nedenle TÜRKTAY'ın, ülkemizde ve hatta uluslararası alanda değer yaratan ve görünürlüğü olan önemli bir platform olduğunu ifade etmek isterim." İfadelerini kullandı.
TÜRKTAY: Atık Yönetimi İçin Bir İş Ekosistemi
TÜRKTAY’ı, fonksiyonu ve yarattığı katma değer ve çıktıları bağlamında ele almak gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Cengiz Türe, ülkemizde atık yönetiminin dağınık bir yapıya sahip olduğunu ve bu durumun giderek büyüyen bir sorun haline geldiğini, hatta bu durumun uluslararası alanda da dikkat çekmeye başladığını belirtti.
Bu anlamda yapılan çalışmaların ve tartışmaların hem işletmeciler hem de ilgili kamu kuruluşları, STK’lar ve akdemik çevrelerde yoğunlaşmaya başladığını belirten Cengiz Türe, “Ancak herkes dağınık bir şekilde, farklı ortamlarda bu süreçle ilgili kendince bir şeyler yapmaya ve söylemeye çalıştı. Fakat, ülkemizde atık yönetimi ve sektörü alanında çalışanların hem birlikte öğrenme hem de sektörün belirli standartlara kavuşması ve gerekli iletişimin ortamının oluşması için de yeni ve geniş tabanlı bir organizasyona ihtiyaç vardı. Elbette bu yapının, sektörle ilgili tüm bileşenleri kapsayan zengin bir katılım ortamı yaratacak koşulları sağlayabilmesi gerekiyordu. İşte bu büyük ihtiyacı karşılayacak bir yapıya sahip olarak TÜRKTAY, atık yönetimi ve sektörüne yönelik yeni bir iş ekosistemi oluşturan bir platform olarak ortay çıktı” dedi.
Ekolojinin ve Ekonominin Temelinde Atık Var
Ekolojik ekonomi modelinin birincil unsurunun atık endüstrisi olduğuna vurgu yapan ve atık endüstrisinin Türkiye’nin geleceğini şekillendirdiğini ifade eden Prof. Dr. Türe, “Ekolojik ve Ekonomik Çözüm; Atık Endüstrisi” diyerek aslında bugün dünyanın üzerinde durduğu ve dünya için uluslararası boyutta pek çok çabanın gösterildiği sürdürlebilir kalkınmanın çevresel, ekonomik ve sosyal gibi üç temel fonksiyonuna da katkı yapabileceği vurgulanmaştır. Ekonomiyi, ekolojiyle uyumlu ve onu destekleyen bir endüstriyi ön plana çıkartmak ve bu endüstriyi yönetmek için yeni yaklaşımlara, yeni uzmanlık alanlarına, yeni planlamalara ve bu süreci yönetmek üzere yeni bakış açılarına ihtiyaç olduğunu; bunun birincil üretime dayalı olan mantıkla yönetilemeyeceğini bunun için ikincil üretim aklı olan bir sektörün oluşması gerektiğini ve bunu anlayan, bunu bilen bir sektöre ve politiklara ihtiyaç olduğunu da ifade etmek isterim.”
TÜRKTAY’da Herkesin Söyleyeceği Bir Söz, Öğreneceği Yöntem Var
TÜRKTAY’ın atık yönetimi ve endüsrisi konusunda bir platform olmasının yanı sıra Türkiye’nin geleceğini şekillendiren, ekonomisini de kalkındıracak bir organizasyon olduğunu ifade eden Cengiz Türe, TÜRKTAY’ın çevresel, ekonomik girdi yaratan, sosyal fayda sağlayan, önemli bir endüstriyi temsil ederken, herkesin bu platform içerisinde söyleyeceği bir sözün ve öğreneceği bir yöntemin olduğunu vurguladı.
TÜRKTAY’ın Mutfağında Oturmuş Bir Sistem Var
TÜRKTAY’a önce dışarıdan bir gözlemci olarak katıldığını, şimdi ise Yürütme Kurulu’nda görev aldığını belirten Cengiz Türe, arka planın çok kalabalık olduğunu ve herkesin bu organizasyonda görev almaktan keyif duyduğunu söyledi.
Prof. Dr. Türe, şöyle devam etti: “TÜRKTAY, pek çok paydaşı bir araya geitrebilecek yönetim kapasitesine sahip. Sistematik bir anlayışla yaratılan kaliteli bir çalışma ortamında geniş katılımının gerçekleştiği, fikirlerin kar taneleri gibi aşağıya düşerken hiçbirinin birbirine çarpmadan kendi özgünlüklerini koruduğu; bilimsel, akademik, siyyasal, politik lezzeti olan; iç kapasitesi ve teknik yeterlilik bakımından zengin bir algıyı barındıran; özgün konukları ağırlayan; her dönem farklı bir başkanın öncülük ettiği, Yürütme Kurulu Üyelerinin kendi hazinelerindeki bilgi ve birikimi paylaştıkları, her yıl farklı konuşmacılar ve yeniliklerin yer aldığı, sanatın/kültürün var olduğu, sorunların dile getirildiği, çözüm önerilerinin paylaşıldığı ve aktif öğrenmenin esas alındığı bir platform. Dolayısıyla kendi evreni içerisinde büyük bir etki değeri yaratma gücüne sahip. Özgür ama kontrolün elden bırakılmadığı bir organizasyon. En önemlisi yüksek düzeyde organize olmuş bir panel olarak ortaya çıkıyor ve her yıl bir temayı ön plana çıkartırken aslında öne çıkarttığı temaların tümünün de bir bütün olduğunu hissettirerek bunu devam ettiren bir politikası olduğunu düşünüyorum. Bu platformu, çıktılarının yarattığı ekonomik, sosyal ve ekolojik faydaları da ortaya koyan ve aslında toplam bir kaliteyi içeren sürdürülebilirliğin çevresel, ekolojik ve ekonomik tüm ayaklarına değen bir süreç yönetimini önceleyen bir platform olarak değerlendirmek gerekir. ”